Elbette yine Ot Dergi’den takip
ettiğim bir yazar Mahir Ünsal Eriş, ve ilk defa bir kitabını okudum. Sanırım
diğerleri de en kısa zamanda okunacaklarımın arasında yerlerini aldılar bile.
Birbirinden farklı öyküler var bu
kitapta, o kadar naif ve güzel bir dille yazılmıştı ki her öyküye biraz daha
hayran kaldım. Özellikle Bandırma ve Erdek enstantaneleriyle daha da keyifli
olmuştu. Aile ilişkileri, kardeşlik ve arkadaşlık hakkında gerçekmiş gibi
olan öyküler birbirinden güzeldi. Bitmesin istediğiniz kitaplar olur ya işte bu
onlardan birisiydi. Her sayfada altı çizilebilecek cümleler vardı. Şimdi diğer
kitap olan Bangır Bangır Ferdi Çalıyor Evde en kısa zamanda kitaplığıma
girmeli.
Altını çizdiklerim;
“Kimseyi istemiyorsun yanında,
ama durup durup da yalnızlıktan şikayet edesin geliyor.”
“Ölmek olmasa yaşamak ne güzeldi.
Oysa insanlar sırf bir gün öleceklerini bildikleri için bu kadar çok
seviyorlardı yaşamayı.”
“Umut çok garip bir şey, insanı olduğundan
daha aptal etmeye yetiyor.”
“Günaha elinin ucu bulaştıysa,
her an her şeyde yüzüne yüzüne vuruverecekmiş gibi olunurmuş.”
Arka Kapaktan;
Meydandaki çay bahçelerinden
birine oturmak geldi içimden sonra.
Çünkü Erdek bir kitap olsaydı, bu
çay bahçeleri ilk cümlesi olurdu onun. Gelindi mi oturulmalıydı. Bir çay,
birkaç sigarayla, kıyıda kayığında ağ onaran, çapari kösteği hazırlayan
balıkçıları seyretmek, bir tost isteyip, bacaklarıma sırnaşan kedilere atmak,
yakın masalarda konuşulanları dinlemek, birini bekliyormuş gibi ikide bir saate
bakmak iyi gelebilirdi. Gelmeliydi en azından. Yine yaz akşamları. Yaralı
tekneler, küflü sesler. Erdek'te çay bahçeleri, bıkkın orkestra, tatsız
garsonlar. Ezine, Susurluk, Bandırma, burası Ankara, orası Samsun! Yalandan
bayılanlar, bilmezden gelinenler, kaybolan dayılar… Uykusunda ağlayan adamlar,
pişmanlar, yorgunlar. Para için mırın kırın, laf dokunduran konuşmalar. Nerede
bu Türkan Şoray?
Mahir Ünsal Eriş, sokaktan gelen
gürültüyü, bangır bangır Yıldız Tilbe dinleyen evleri resmediyor. Bi
gevezeleşip bi susanları, "iyi olalım be ne olur" diyenleri, helallik
isteyenleri anlatıyor. Olduğu Kadar Güzeldik, gazoza doğru çocuklaşan
hikâyelerle çağlıyor, zamana dokunuyor. Eriş, hüzünlü mağlupların iyimser yazarı
olmaya devam ediyor.