Normalde çok fazla bilim kurgu
okumam, çok ilgilendiğim bir konu da değildir ancak On8 Kitap’tan tarafıma
hediye olarak gelen bu bilim kurgu romanını çok sevdim. Romanın nasıl bir hayal
gücü ile yazıldığını düşündükçe yazara verdiğim değerin de arttığını itiraf
etmek durumundayım. Bir tür galaksi topluluğunda geçen ve genç bir gazetecinin
yaşadıklarını anlatan bu kitabın içinde haber alma özgürlüğü, özel hayata
saygı, politika gibi konulardan tutun da çevreci harekete kadar her şeyden
vardı. İçindeki bazı kelimelere ilk başta adapte olmakta zorluk çektiysem de
beş on sayfa sonra alıştım ve daha büyük bir keyifle okumaya devam ettim.
Seri olarak basılan bu kitabın
diğer iki kitabını da almayı düşünüyorum. Sanki bir film izliyordum ve yarım
kaldı, devamını ciddi anlamda merak ediyorum. Romanın başkahramanı Sandiane ve
Mel’in yaşayacakları aşk da çok ilgimi çekecek gibi görünüyor. Kısacası bu
romanı bir film gibi izler gibi okuyacağınızı düşünmekteyim.
Arka Kapaktan;
“Bir anda, on bin yolcunun gözüne
siyah perde indi. Herkes asıldığı tutamağı bütün gücüyle sıkıyordu.
Uzaygemisinin derinliklerinden hayvansı bir kükreme yükseldi. Sandiane manyetik
akımın avuç içlerine battığını ve vücudundan aktığını hissetti. Uzaygemisinin
akıl almaz donanımı, onları galaksinin bir ucundan diğerine ulaştırmak için
uzayı ikiye katlarken, genç kız saniyeleri saymaya başladı.”
Uzak gelecekte, uzay-zamanı
katlamayı başaran insan ırkı Dünya’yı aşmış, koloniler halinde galaksinin dört
bir yanına dağılmış durumda. İnsanlık yine bilindik hırslar, tanıdık emeller ve
benzer siyasi yapılarla varlığını sürdürüyor. Birbirinden binlerce ışıkyılı
uzaklıktaki gezegenlerin oluşturduğu “100Dünya Konfederasyonu” adlı bu yeni
düzende, Dünya’dan da mavi, gizemli bir okyanus-gezegen dikkati çekiyor: Başkadeniz.
Konfederasyonun en genç gazetecilerinden, Agoralı Sandiane Ravna objektifini bu
ketum gezegenin sırlarına çevirdi bile. Bilmediğiyse, gerçekleri öğrenmekle
onları medyada paylaşmak arasında çok hassas bir denge olduğu…
İnsanın doğa üzerindeki egemenliğine
bir sınır çizmek mümkün mü? Buluşlar ve keşiflerle bugünlere gelen insanın
“merak” duygusunu esas harekete geçiren nedir? Bilgilenme ve haber alma hakkı
yaşam hakkının önüne geçtiğinde, en büyük zararı kim görür? Fransız bilimkurgu
edebiyatının tanınmış yazarı Danielle Martinigol’ün ünlü üçlemesi “100Dünya”
başlıyor.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder