25 Ağustos 2016 Perşembe

Napoli Romanları - Elena Ferrante

Tavsiye üzerine başladığım, araya sıkılmamak için başka kitaplar da alarak bitirdiğim ve son dönemde okuduğum en başarılı seri Napoli Romanları serisi diyebilirim. Bütün kitapları bitirdiğimde tek bir yorum olarak yazmak istediğimden bugüne kadar bekledim. Dördüncü kitabı yeni bitirdim ve bittiği için üzülüyorum.

Benim Olağanüstü Akıllı Arkadaşım
Napoli’de fakir bir mahallede büyüyen Lila ve Lenu’nun hikâyesi daha ilk kitapta sizi sarıp sarmalıyor. O fakirlik ve düşük eğitim düzeyi olan bir mahallede kendine yön vermeye çalışan, bilgiye ve öğrenmeye aç iki arkadaşın yaşadıklarını gittikçe merak etmeye başlıyorsunuz. İlk kitapta kalabalık bir karakter listesi bulunmakta ve isimlerin kısaltmaları da işin içine girince adapte olmakta biraz zorlasa da diğer kitaplarda bu isimlere çok alıştığınızı şaşırarak fark ediyorsunuz.

Yeni Soyadının Hikayesi 
Lila her kitapta biraz daha güçlü bir karakter olarak karşımızda duruyor. İkinci kitap olan Yeni Soyadının Hikâyesi biraz daha onunla ve evliliği ile alakalı. Lenu kenarda hep ona hayran ve okumaya çalışan bir kız olarak dururken, Lila okumaktan vazgeçerek mahalleye ayak uyduruyor ve mahalledeki en zengin adamla evleniyor. Ama bu arada kendi isteklerinden de vazgeçmiyor. Sevgilisi Nino herkesin bildiği ama onaylamadığı bir ilişki yaşayabilecek kadar da cesur olduğunu görebiliyoruz. Bir de bu arada Nino denilen adam Lenu’nun çocukluk aşkı dersem, olayların nasıl bir örümcek ağında olduğunu daha net anlatmış olurum.



Terk Edenler ve Kalanlar
Üçüncü kitap olan Terk Edenler ve Kalanlar daha çok Lenu’yu anlatıyor. Okuyup üniversite mezunu olan ve bir yazar olarak ismini duyurmaya başlayan Lenu adı geçen bir ailenin profesör oğlu ile evlenip, ondan iki çocuk sahibi oluyor. Bu arada İtalya’daki siyasal karışıklıklar, Lenu’nun feminizm üzerine yazdıkları, aile hayatının değişimi ve annelik rollerini ilgiyle takip ediyorsunuz. Bu sürede Lila ile olan arkadaşlığının, birbirlerine bir yakınlaşıp, bir uzaklaşmalarını hayretle izliyorsunuz. Bu arada kendisini öldürmek istediğim Nino karakteri bu kitapta Lenu’nun uğruna kocasını terk ettiği adam olarak yine sahnede yerini alıyor.



Kaybolan Kızın Hikâyesi
Son kitap okuduğum diğer üç kitabı da geçmiş durumda; Kaybolan Kızın Hikâyesi içinde şaşırtıcı birçok konusu olan bir kitap. Bu kitapla ilgili çok fazla detay vermeyeceğim, sürprizi kaçmasın istiyorum. Serinin başından beri Lila’ya içten içe hayranlık beslerken bu kitapta dengelerin ve fikirlerimin değiştiğini fark ettim. Çünkü bazı dönemlerde Lila’da tuhaf bir delilik hali ve insanları manipüle etme dürtüsünün doruklarında gezdiğini görüyorsunuz, hayran olduğunuz Lila bir süre sonra can sıkıcı birisine dönüşürken, Lenu onun destekçisi olmaya devam ediyor. Nino ile ilgili burada yazamayacağım düşüncelerim var!!!



İtalya’da geçen romanlar her zaman keyifli olmuştur ama hep aklımıza deniz kenarı, begonviller ve fesleğen kokan küçük kasabaları getirmiştir. İşte sanırım bu seride farklı olan bir nokta da bu. Kitaplarda siyaset, aile içi şiddet, feminizm, uyuşturucu, fakirlik, dedikodu, entrika ve daha bunun gibi birçok konuya değinilmiş, bir dönemin İtalya'sını çok güzel anlattığını düşünüyorum. Lafı çok uzattım; özetle bittiğine üzüldüğüm seridir.