24 Kasım 2014 Pazartesi

Güz Okuma Şenliği


gelelim ikinci ayın sonunda durumumuza :)
1.Kategori (10 puan) : İsminde sonbahar mevsimini çağrıştıran kitap.
Rüzgar Ne Diyor? –Suzanna Tamaro – Can Yayınları - 123 sayfa
2. Kategori (10 puan): Sadece tek bir kitabını okuduğunuz ve sevdiğiniz bir yazardan bir kitap.
Bazuka – Murat Uyurkulak – Metis – 92 sayfa
3. Kategori (10 puan) : Deneme- İnceleme- Gezi – Anı kitabı
Fenerbahçe Seyahatnamesi – Alp Eralp – Yitik Ülke Yayınları – 160 sayfa
5. Kategori (10 puan): Nobel ödüllü bir yazardan bir kitap.
Kabil – Jose Saramago – Kırmızı Kedi – 146 sayfa
7. Kategori (10 puan) : Türk yazardan öykü kitabı
Mahallenin Kısmeti – Aziz Nesin – Nesin Vakfı Yayınları – 193 sayfa
9. Kategori (10 puan): Yasaklanmış bir kitap.
Otomatik Portakal – Anthony Burgess – 168 sayfa
10. Kategori (10 puan): Beyaz perdeye aktarılmış bir kitap.
Stefan Zweig- Satranç – Can Yayınları – 71 sayfa
11. Kategori (10 puan ): Atatürk hakkında bir kitap
Latife- Fikriye / İki Aşk Arasında Atatürk – İsmet Bozdağ – Truva Yayınları – 223 sayfa
12. Kategori (10 puan): Hayatının herhangi bir döneminde öğretmenlik yapmış bir yazardan bir kitap.
Yolpalas Cinayeti – Halide Edip Adıvar – Can Yayınları – 81 sayfa
13. Kategori (10 puan): Türkiye'de herhangi bir edebiyat ödülü kazanmış bir kitap.
Devlet Ana – Kemal Tahir – İthaki – 650 sayfa
15. Kategori (10 puan):Artık aramızda olmayan bir yazardan bir kitap.
Suçluyorum – Emile Zola – Can Yayınları – 50 sayfa
17. Kategori (10 puan): Bir aşk romanı.
Vişne Çürüğü – Aylin Acar – Potkal Kitap – 128 sayfa
19. Kategori (Her kitap 10 puan, 2 kitabı da okuyana ekstradan 20 puan, toplam 40 puan): İsminde bir şehir/ülke adı geçen bir kitap ve buna ek olarak o şehrin yer aldığı ülke edebiyatından bir kitap.
İstanbul Kırmızısı / Ferzan Özpetek / Can Yayınları / 139 sayfa
Gazel – Nihal Yeğinobalı – Can Yayınları – 289 sayfa
22. Kategori (Her bir kitap 10 puan, tüm kitaplar okunursa ekstradan 40 puan, toplamda 70 puan): İsminde aynı kelimenin geçtiği üç kitap.
Son Aşk Çiçeği- Ali Ünal – Yitik Ülke – 128
Tutulma; Aşkın Patolojisi – Nevbahar Atabay- Yitik Ülke – 111
Bir Rüyaydı Seninle Aşk – Justin Kramon – Sonsuz Kitap – 438 sayfa
Toplam 17 kitap + iki kategori tamamladığım için ekstra puanlar ve 3182 sayfadan dolayı 31 puan da eklenince puanım 261 olmuş J

17 Kasım 2014 Pazartesi

33. İstanbul Kitap Fuarı - Tüyap






Araya başka organizasyonlar girince bu seneki kitap fuarına gitmekte biraz geç kaldım ve son günlerinde orada olduğum için inanılmaz bir kalabalığın içine düştüm. Bu durum hem çok güzel hem de gezmeyi zorlaştırmıştı. Fuarda güzel imza günlerinden birisine denk geldiğim için de şanslıydım. Yapı Kredi Yayınları’nda Füruzan ile tanışarak iki kitabını imzalattım daha sonrasında ise elbette bloggerların destekçisi Yitik Ülke Yayınları ve On8 Kitap yayınevine uğramayı ve yazarlarla tanışmayı ihmal etmedim. Hepsine gösterdikleri güleryüz, sohbet ve ayıca hediye kitapları için teşekkür ederim. Özellikle Barış Çağrı Genç’in yeni çıkan kitabını almak ve imzalatmak aklımdaydı. Daha önceki romanına bayılmıştım. Bu sefer bir öykü ile geri dönmüş kendisi. On8 Kitap’ın editörü ile güzel bir sohbetin ardından tabi ki hediye kitabımı almayı ihmal etmedim J
Yine de fuarlarda daha çok indirim ve kampanyaların olması gerektiğine inanıyorum. Çünkü yaptığım listeye göre alamadığım kitaplar oldu, çünkü internet fiyatları daha uygundu. Fuardan aldığım kitaplar ise ekteki fotoğrafta.

 
 

 
 

13 Kasım 2014 Perşembe

Vişne Çürüğü - Aylin Acar



Bazı kitapların yazarların ilk kitapları olduğuna inanmakta zorlanıyorum. Aylin Acar’ın ilk romanı Vişne Çürüğü ’de aynı şekilde. Hem eğlenceli, hem edebi, hem de içinde sosyal mesajlar bulunduran, farkındalık yaratmayı amaçlayan güzel bir aşk, tesadüf ve seyahat romanı Vişne Çürüğü.
Ana karakterinin hayata bakış açısına ve güçlü olmasına bayıldım, tam günümüz kadını portresini çizen ve bunu yaşayan Işık’ın etrafındaki diğer kişiler de hayatımızın her anında karşılaşabileceğimiz kadınlardan oluşmaktaydı. Bu sebeple kişileri hayalimde canlandırmakta zorlanmadım ve roman bana daha gerçek geldi. Aylin Acar’ı tebrik ediyor, kendisini bundan sonraki kitaplarında da takip edeceğimi bildiriyorum.
Altını çizdiklerim;
“Piyano bile tuşlarına dokunmadan ses çıkarmıyordu. İnsan da öyle değil miydi? Birisi gelip de tam yaraya dokunmazsa, yıllarca susabiliyordu.” S- 119
“İnsan gerçekten seviyorsa karşılık beklemiyordu belki ama anlaşılmayı bekliyordu.” S- 128
Arka Kapaktan;
Bir gözlük kılıfına anlam yüklemekle başlar bazı hikâyeler.
Önce sadece bir gözlük kılıfıdır. Fark etmezsin, zamanla üzerinde "o"nun parmak izlerinin olduğu bir karabasana dönüşür...
Uzun bir aradan sonra kesişen yollar... O yollar kesişmesin diye ertelenmiş tesadüfler...
"Önce arka planda bir ses duydu. Sonra kahkahalar… O kibirli gülüşü, nerde olsa tanırdı."
En ağır küfürlerden biridir yok sayılmak. Işık, beklemediği anda karşılaştığı Göksel'i yok sayarak geçmişine de sünger çektiğini düşünür ama geçmiş her zaman kaybolmaz.
Bazen telefonuna bir cevapsız çağrı düşer. Aklından bir sürü, ama kalbinden tek bir isim geçer.
İnsan sadece tek bir hayat yaşamaz. Tanık olduğu ya da olmak zorunda kaldığı hikâyeleri de ekleyince hayatına, çoğalarak eksilebilir.
Aşkın ve tutkunun rengi olan kırmızı, vişne çürüğüne dönüştüğünde; hayaller de hayal kırıklığına dönüşür...

10 Kasım 2014 Pazartesi

Yolpalas Cinayeti - Halide Edip Adıvar


Yine klasiklerden bir kitap Yolpalas Cinayeti.. Küçük bir kızın çocukluğunda yaşadığı travmaların neticesinde büyüdüğünde bir adamın öldürmesi ile başlayan, içinde zengin fakir ayrımının, sınıf farkının detaylıca hissedildiği bir roman. Davanın görüldüğü mahkeme salonunda geriye dönüşlerle süslü bir roman olan Yolpalas Cinayeti okuduğum sürükleyici romanlardan birisidir.

İnce detaylara güzel yer verilmiş olan bu incecik kitabı okuduğunuzda çok seveceğinizi düşünüyorum.

Altını çizdiklerim;

“Belki de insanlar birbirlerine kanla, sınıfla değil, inandıkları şeyde iştirakle bağlanıyorlar. “ S- n45

Halide Edib Adıvar'ın 1936 yılında Paris'te kaleme aldığı bir cinayet romanı, Yolpalas Cinayeti. Bu kısa roman, Adıvar'ın güçlü anlatımını göstermesi bakımından son derece değerli. Kitap, 1900'lerin başında Şişli'de bir konakta işlenen bir cinayetin görüldüğü dava ile başlıyor ve o yılların İstanbul'una dair gözlemler eşliğinde anlatılıyor. Dönemin İstanbul'unu, kentte yaşayan aydınların Türkiye'ye ve Avrupa'ya bakışlarını, yeni yeni bilincine varılan sınıf çatışmalarını gözler önüne seriyor.

“Duygusallıkla yaklaştığımız romanlar vardır; Yolpalas Cinayeti benim için onlardan biri. Halide Edib Adıvar'ın en güçlü eserlerinden mi? Sinekli Bakkal kadar ünlü, Kalb Ağrısı kadar ince ve duyarlı, Handan kadar çarpıcı mı? Bunları bilemem. Ama Yolpalas Cinayeti'nin derin etkisi altında kaldığımı, yıllar yılı ondan izdüşümlerle yaşadığımı mutlaka söylemeliyim.” -Selim İleri

3 Kasım 2014 Pazartesi

Bazuka - Murat Uyurkulak



Okuduğum ikinci Murat Uyurkulak kitabı Bazuka. Daha önce Har’ı okumuş ve çok beğenmiştim, bu sefer öykülerinden oluşan kitabı Bazuka’yı denemek istedim. Kitapta birbirinden keyifli dokuz öykü var ve hepsi çok ama çok güzel. Her hikâyede başka bir aşkın, yalnızlığın içine giriyorsunuz. Kitabı yaklaşık 1,5 saatte elimden bırakamadan bitirdim. Özetle bittiği için üzüldüğüm kitaplardan birisi oldu.
Arka Kapaktan;
İnsan çocukken bir büyük saadet ülkesinde yaşıyor, sağa sola şuursuzca koşturup neşeyle kişniyor. Sonra büyüyor, büyüdükçe salaklaşıyor, salaklaştıkça unutuyor o mesut diyarı, bir nevi ölüyor. Çocuklukla yaşlılık arasındaki o dönem araf misali; kitabesi ağır mesailerle, küçük hesaplarla, kesif mutsuzluklarla yazılan bir mezar taşının gölgesinde azap gibi boktan hayatlar. Yetişkinler zombilere benziyor..."
2002'de yayımladığımız ilk romanı Tol, Bir İntikam Roman’ının ardından, 2006'da Har, Bir Kıyamet Romanı gelmişti. Murat Uyurkulak bu kez hikâyeleri ile okur karşısına çıkıyor: Tutkular Kitaplığı; Kurtuluş On İki; Kuş Yuvası; Pembe; Aşk, Yalnızlık ve Bazuka; Şarap; Derviş; Kırmızı ve Gülsüm.