“Bir, iki, üç saniye geçti. Su yüzüne çıkmam gerekiyordu. Havasız kalmıştım. Boğuluyordum. Yüklere tutunmak istedim ama yükler kayıp gitmişti. Çevremde hiçbir şey yoktu. Sonunda su yüzüne çıktığımda çevremde yalnızca dalgaları gördüm. Bir saniye sonra, yaklaşık yüz metre ötede, gemi, bir dalganın çukurundan denizaltı gibi fırladı. O zaman deniz düştüğümü anladım.”
1982 yılında Nobel Edebiyat Ödülünü alan bir mucizenin öyküsü bu kitap… 1955 yılında batan bir muhribte, öldü sanılan sekiz kişiden sadece birisinin kurtuluşu ve 10 gün boyunca bir sal üzerinde verdiği yaşam savaşının hikayesi. Konuyu özel yapan ise olayın tamamen gerçek olmasıdır. Marquez’in kazazede Velasco ile yaptığı özel röportaj ve kalemdeki ustalığını gösterdiği bir kitap.
Altı çizili cümleler;
“Kendini ölümün eşiğinde gören insanın korunma içgüdüsü pekişir.” S-64
“Bir an gelir, insan artık hiç acı duymaz olur. Duyarlılık biter, bilinç körelir, zaman ve uzam kavramı tümüyle yitirilir.” S- 81
Gabriel Garcia Marquez, 1955’te El Espectador gazetesinde çalışırken, bu gerçek olayın öyküsünü on dört günlük tefrika olarak yayımlamıştı. Marquez’in anlatısı 1970’te kitaplaştı ve ustanın gazeteciliği ile edebiyatçılığını buluşturan başyapıtlarından biri oldu.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder