İzlemeye devam ettiğimiz “Merhamet” isimli diziden bu kadar farklı bir kitap okuyacağımı hiç tahmin etmemiştim. Evet, hikâye ana hatları ile aynı ama dizide gereksiz bir kalabalıklaştırma var. Hâlbuki kitaba bağımlı kalınsa ve Narin’in yaşadıkları, hisleri izleyiciye daha çok aktarılmaya çalışılsa belki daha güzel olabilir. Yine kitap bir filmin, bir dizinin önüne geçti benim gözümde. Okuduklarımızdan aldığımız keyfi başka hiçbir şeyde alamıyoruz. Tavsiyem, nasılsa dizisi çekiliyor diye kitabını okumamazlık etmemeniz…
Altını çizdiklerim;
“Hayat, doğrularla yanlışlar arasında bir sarkaç gibi sallanıp dururken, insanlar da onunla birlikte bir o yana bir bu yana savrulur.” S- 233
“Bazı sevişmeler insanları yakınlaştırırken bazıları uzaklaştırıyordu ve iki insan birbirine sırtını döndüğünde aralarındaki mesafe dünyanın çevresine eşit oluyordu.” S- 248
“Bir insana yüzde yüz güvenmekle yüzde doksan dokuz güvenmek arasında dağlar kadar fark vardı. Çünkü eksilen yüzde birin nereden eksildiğini bilemezdin ve dünyanın bütün kazıkları o küçük “bir”in içine saklanabilirdi.” S- 257
“Görmek için ölüyordu, Ölmemek için görmüyordu.” S- 263
Arka kapaktan;
Küçük bir Anadolu kasabasından İstanbul’un ışıklı gecelerine uzanan bir yolculuğun hikâyesi. Sevginin değil mecburiyetin birlikte tuttuğu bir ailede büyüyen Narin ilk kez aşık olduğunda yolların nihayet daha büyük yollara bağlandığını, o büyük yolların da başka şehirlere, ülkelere kavuştuğunu anlar.
Benim de çok merak ettiğim bir kitap ama sonunu bilirsem diziyi izlemekten sıkılırım belki diye okumayı erteliyorum :)
YanıtlaSil