Zweig’ın karakter tanımlarını
oldum olası seviyorum. Bu kitabı diğerlerinden biraz farklı çünkü gerçek bir
insanın biyografsi niteliğinde. Amerika’ya adını veren Amerigo Vespucci’nin hikâyesini
komik rastlantısal öğeler ile süsleyerek anlatmış bizlere. Kristof Kolomb
tarafından bulunan anakaranın adı neden Amerigo oldu? Aslında anakaryı kim
keşfetti, kim yazdıklarıyla tarihe olmadık şekillerde yön verdi gibi konuların
üzerine yazılan kısa ama eğlenceli bir kitap olduğunu söyleyebilirim.
Kitapta en sevdiğim cümle ise
şuydu;
“İnsanlık yeni bir şey bulduğunda
ilk iş olarak onu adlandırmak; coşku duyduğunda da şevkini dudaklarından kopan
sevinç nidalarıyla duyurmak ister.”
Arka Kapaktan;
Hem düşsel hem de tarihsel
karakterler üstüne yorumlarıyla tanıdığımız Stefan Zweig'ı derin karakter
incelemelerine yönelten, psikolojiye ve Freud'un öğretisine duyduğu ilgidir.
Beş tarihsel kişiliğin portrelerini içeren Yıldızın Parladığı Anlar, Fransız Devrimi'nde
bir politikacının portresi niteliğindeki Joseph Fouché'yle birlikte Amerigo da
Zweig'ın nesnellikten çok sezgiye dayanan yaşamöykülerinin en başarılarından
biridir. Zweig, bu yapıtında, bugün Amerika adıyla bildiğimiz anakaranın bu adı
alışının ardındaki inanılması güç rastlantılarla örülü 'yanlışlıklar
komedyası'nı anlatır. Kristof Kolomb'un keşfettiği toprakların 'yeni bir dünya'
olması gerektiği kanısına varan İtalyan denizci Amerigo Vespucci, ün peşinde
koşan bir sahtekâr mıdır, yoksa adını tarihe yazdırmayı hak eden bir bilge mi?
Zweig, esrar perdesini aralamaya çalışırken, Amerigo Vespucci'nin yaşamöyküsünü
yaratıcı bir anlatıya dönüştürüyor, usta işi bir yapıt sunuyor bize.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder