Birçokları gibi ben de Kelebeğin Rüyası filmi ile tanıştım Rüştü Onur ile. Mediha Sessiz’e duyduğu aşkın ne kadar saf ne kadar temiz olduğunu gördüğümde daha çok etkilendim kendisinden. İki genç insanın aşkı, fakirliğin içinde, bir de üstüne hastalıklarla boğuşmalarının hikâyesi bu kitap. Rüştü Onur’un hayatta en sevdiği insana yazdığı naif mektuplar… Mediha (Sessiz) Onur’un ölümünden sonra ablasının itinayla sakladığı mektuplardan oluşan bir kitap bu. Keşke Rüştü Onur'un da ailesi Mediha Onur'un mektuplarını saklasaymış diye düşünüyorum.
En etkileyici yanı ise orijinal mektupların resimlerinin de kitapta bulunması sanırım… Okurken hem çok keyif aldım hem de sanki özel yaşamlarına onların izni olmadan giriyormuşum gibi suçlu da hissettim kendimi.
20 ve 22 yaşında gencecik yitip giden hayatların hikâyesi... Bunca zaman uzak kalan sonra türlü problemleri atlatıp evlenen ancak 2 ay sonra ölüm sebebiyle ayrılan hayatlar…
Altını çizdiklerim;
“Benim için imkânsız bir iş, ölümün önüne geçememek.” S- 35
“Ama sen benim böyle şiirlerimi bilmezsin. Yeni tarz şiirler. Eğer bize de şair demek lazımsa, yeni şairler diyorlar. Belki ileride biz de bir şeyler oluruz.” S- 59
“Vuslat bir aşkın sonu değil, bir aşkın tekrar başlangıcıdır.” S- 187
“Bazen Allaha beni böyle fakir dünyaya getirdiği için kızıyor isyan ediyorum. Bu günahmış, ne olursa olsun. Niçin ben dilediğim gibi yaşayamıyorum?” S- 231
Arka Kapaktan;
Rüştü Onur, 1920’de doğmuş 1942 yılında ölmüştür. Kısacık bir ömür… Ama yürek yakan şiirler ve mektuplar yazmış…
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder