2 Ekim 2014 Perşembe

Albaya Mektup Yok - Gabriel Garcia Marquez


Yalnızlığın ve beş parasızlığın tanımının en iyi yapıldığı kitaplardan birisi olduğunu düşündüğüm kitap Marquez’in şahane kaleminden olduğu için bu etkiyi yaratıyor. Emekli bir albay, karısı ve bir dövüşlerde üzerinden para kazanmayı planladıkları bir horozu anlatan kitapta çok çarpıcı cümleler bulunmaktaydı. Albay’ın hissettikleri, hastalıkları ve kitabın sonunda yaşamın şifresini bulması bence hayli etkileyiciydi.
Marquez’in sadece yetmiş sayfa ile anlattığı bu öykü diğer kitapları kadar keyifli olmasa da okunmaya değerdi.
Altını çizdiklerim;
“Sansürcülerin basılmasına izin verdiği satırların aralarını okumak zor.” S- 19
“İnsanlık bir bedel ödemeden ilerleyemiyor.” S- 26
“Böyledir işte, insanın nankörlüğü sınır tanımaz.” S- 30
“Umut karın doyurmaz…
Karın doyurmaz ama insanı ayakta tutar” S- 45
“Yoksulluk şekerin en iyi ilacıdır.” S- 54
Arka Kapaktan;
Albaya Mektup Yok, çağımızın en büyük yazarlarından Gabriel García Márquez'in en güzel uzun öykülerinden biri. Ülkesi uğruna savaşarak yaptığı hizmetlerin karşılıksız kaldığını anlayan, emekliye ayrılmış yaşlı bir askerin öyküsü. Bir türlü gelmeyen emekli aylığını her cuma günü karısı ve horozuyla birlikte bekleyen emekli bir albayın komik, ama bir o kadar da trajik hikâyesi. Gabriel García Márquez'in 1982'de Nobel Edebiyat Ödülü'ne değer görülmesinde, hiç kuşkusuz, Albaya Mektup Yok'un da payı var. Büyülü gerçekçilik ustasının anlattığı her sahne, karakterlerin her davranışı, umarsız görünen bir dünyada yaşama sevincinin türküsünü söylüyor, ölüme ve yalnızlığa meydan okuyor. Her cümle, yaşamın uçsuz bucaksız boşluğunun suskunluğunu kırıyor. "İmge, gerçekliğe ulaşmanın aracıdır," diyen Gabriel García Márquez'in buruk bir alaycılık içeren bu öyküsü neredeyse görsel bir edebiyat başyapıtı.

1 yorum:

  1. Kesinlikle ! Marquez'in bence en iyi kitaplarından biri. Görkemi hacmiyle ters orantılı.

    YanıtlaSil