15 Aralık 2014 Pazartesi

Kontrbas - Patrick Süskind


Yazarın daha önce "Koku" isimli kitabını okumuş ve sonrasında da filmini izleyerek hayran olmuştum. Bu sefer çok daha ince bir kitabı ile hem de bir tiyatro oyununu okudum. Kontrbas çalan bir adamın seyirci ile konuşmasını, duygu ve düşüncelerini anlattığı bu kitap sizi şaşırtacak. İlk başta kendini ve sanatını yere göğe sığdıramayan kontrbas sanatçısının aslında içinde neler hissettiğini ve sonlara doğru kontrbastan ne kadar nefret ettiğini özetle bu duygu değişimini büyük keyifle okuyacaksınız. Ayrıca Süskind’in esas mesleği ne bilmiyorum ancak müzik bilgisine ve tasvirlerine bayıldım.

Altını çizdiklerim;

“İyi olan ne varsa ölüyor, çünkü zamanın akışı iyinin karşısında” S- 17

“Çünkü müzik insani bir şeydir. Politikanın, dünyada olup bitenin ötesinde bir şey. Bütün insanlığa özgü bir şey, diyebilirim, insan ruhunu ve, insan beynini oluşturan bir temel unsur. Ve müzik her zaman olacaktır.” S- 36

 Arka Kapaktan;

Koku adlı romanı çoktan kült bir eser haline gelen Patrick Süskind, bu defa notaların dünyasına girmiş: Bir kontrbasçının öyküsünü, ses tonu giderek yükselen bir monolog biçiminde anlatıyor.

Kontrbas, cüssesiyle doğru orantılı olarak, müzisyenin evinde ve yaşamında büyük bir yer işgal ediyor. Kontrbas, müzisyenimizin hem dostu hem düşmanı; ondan kopamıyor ama onunla da olmuyor. Bu iri, hantal aletin altında eziliyor adeta. Önceleri, kontrbassız bir orkestranın düşünülemeyeceğini belirterek onu yüceltirken, monolog ilerledikçe, kontrbasa duyduğu nefret açığa çıkıyor. Ona göre bu enstrüman hep arka planda kalmaya mahkûm, bu nedenle çalanı da arka planda bırakıyor.

Süskind'in, sanatsal yaratıcılık ile memuriyet kalıpları arasındaki çelişki, hayatı cehenneme çeviren “ne onunla ne onsuz” sevgililer gibi konuları incelikle işlediği Kontrbas, ironik, sürükleyici bir kitap.

1 yorum:

  1. Ankara'da birkaç yıldır oyununu sergileniyor. Bir türlü vakit ayırıp gidemedim :(

    YanıtlaSil