Genç bir yazarın ilk romanını
okumak beni hep heyecanlandırmıştır. Ancak İçindeyim’in yazarın ilk romanı
olduğuna inanmam zor çünkü içindeki cümleler, romanın kurgusu ve akıcılığı sanki
yılların tecrübesini barındırıyordu.
Kitabın konusu ise hayli
ilginçti. Bilim kurgu desem değil, dram desem değil. Farklı… Selim’in başka
insanların bedenlerine girerek kısa sürelerle onların hayatını yaşaması ve
yolunda gitmeyen birçok şeye müdahalede bulunması ve onların iyi hayatlar
yaşamalarına sebep olmaya çalışması bu arada kendi monoton hayatının aynı
bıraktığı şekilde devam ediyor olması güzel bir ironiydi. En çok etkilendiğim
bölüm ise felçli olan çocuğun içinde olduğu bölümdü. Sanırım romana başlamadan
bir gün önce Türkiye Omurilik Felçlileri Derneğinin düzenlediği dans gösterisi
Rüya ve Maskeler’i izlemiş olmam bu bölümdeki hislerimin daha yoğun olmasına
sebep oldu.
Mutsuz Aşk Vardır kitabına da
küçük bir öykü ile katılan Barış Çağrı Genç’in yeni bir kitap yazdığını biliyorum,
kendisi takip edilecek yazarlarım arasında yerini aldı bile...
Arka Kapaktan;
Şu an bu kitabı tutan ellerinizin
size ait olmadığını fark etseniz, ne yaparsınız? Tırnaklarınız, parmaklarınız
ve avuç içiniz… Kendinizi bir anda, hiç tanımadığınız birinin bedeninde
bulsanız… Üstelik bu kitabı bırakıp başka bir kitabı aldığınızda, yeni bir
bedenin içine girseniz… Barış Çağrı Genç, ilk romanı “içindeyim” ile sizi
fantastik ve belki de bitmesini hiç istemeyeceğiniz bir maceraya sürükleyecek…
“bugünü de sayarsak dört gündür
aynı bedenin içindeyim. ve bu dört gün boyunca, sürekli kendimi izledim. Komik
bir cümle oldu. Şöyle demeliydim: dört gün boyunca, otuz küsur yıl içinde
olduğum eski bedenimi izledim. Ama böyle konuşmak rahatsız ediyor beni. Ona,
yani eski bene, az kullandığım ikinci adımla hitap edeceğim: dört gündür Mert’i
izliyorum. Onu ilk gördüğüm an, sinirden zangır zangır titrediğimi itiraf
edeyim. Kendime hâkim olmasam, yakasına yapışıp öldürene kadar dövecektim. Birkaç
kez yanına sokuldum, konuşmak isterken midem kasıldı. Oysa beni fark etmedi
bile.”
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder