19 Mayıs 2013 Pazar

Düğümlere Üfleyen Kadınlar - Ece Temelkuran


Dört yaralı kadının hikayesi Düğümlere Üfleyen Kadınlar. Hepsinin hikayesi birbirinden ilginç.  İhtimaller sonucunda -belki de birbirlerini korumak amacıyla- bir yolculuğa çıkmaları ve sırlarının ortaya dökülmesinin hikayesi. Madam Lilla, Maryam, Amira ve yazarın kendisi. Kimi güçlü, kimi erkek, kimi çok kadın ama hepsi içten içe birbirine muhtaç. Hikaye bir aşığın mektupları ve Kartaca Kraliçesi Dido’nun yazıtları ile süslenmiş.
Kitabı çok ama çok beğendim, Ece Temelkuran’ın cümlelerini ne kadar özenle seçtiği farkedilen bir ayrıntıydı. Özellikle hislerin tasviri nakış gibi işlenmiş ve kurgusu üzerinde çok düşünülmüş. Çok satanlar listesine girmeyi hakkı ile hakeden bir kitap.

Altını çizdiklerim;
“Çünkü yaseminler rüyalarını unutmazlar böylece. Eve getirip gümüş tabağa koyarsanız yavaşça açılır, geceyi hatırlar ve size beyaz rüyalarını fısıldarlar.” S- 34

“ İnsan, o da eli iyi gelmişse, hayatta kendini bir kere bütünüyle görür. Ömrün gerisi ya o sahneye yeniden kavuşmak için geçer ya da ondan kaçmakla.” S- 39
“ Hakikatte kadınlar, bu alem içinde başka alemlerde yaşarlar. İçinde aşklarını ve büyülerini üfledikleri bir alemdir bu. Erkekler biteviye o alemi hırpalar, yıkar. Kadınlar ise yeniden üfleyerek nefesleriyle kurarlar o alemi. Kadınlar, erkekleri de üfleyerek var ederler. Bir erkek, bir kadının nefesi kadardır; başka hiçbir şey değildir. “ S- 126

“ Bir dua kırıntısı lütfet. Benim kalbim senin için hep namazda.” S- 271
“İnsan ancak sevilince öğreniyor kendini sevmeyi.” S- 275

“ İnsan rüzgarı kendi kendine de üfleyebilir ama bu, o rüzgarla hangi cehenneme düşeceğini bilemez.” S- 280
Arka Kapaktan;

Bir kadının kalbini fena kırmış bir adam...
O adamı öldürmek için çölü geçmeyi göze almış dört kadın... Düğümlere Üfleyen Kadınlar bu yolculuğun romanı.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder