Biber Gazı Hikâyeleri, edebiyat
dünyasında ilk kez seslerini duyuran kişilerin Gezi olaylarında yaşadıkları
gerçek ya da kurgu hikâyelerinin toplandığı bir kitap. Dil olarak okunması
kolay ama içerik olarak ağır. Yaşananlar hala çok taze iken okuduğum sayfalar
beni gerçekten etkiledi. Birçok konuda insanların benimle aynı fikirde
olduklarını gördüm. Olayların her kesimden insanın üzerindeki etkisi ve
gösterilen tepkiler sadece on iki öyküde o kadar güzel anlatılmış ki...
Özellikle Gezi Kütüphanesi fikrinin öncüsü olan ve oraya kolilerce kitap taşıyan bir yayınevinden bu kitabın yayınlandığını görmek çok güzel.. Tebrikler Yitik Ülke...
Özellikle Gezi Kütüphanesi fikrinin öncüsü olan ve oraya kolilerce kitap taşıyan bir yayınevinden bu kitabın yayınlandığını görmek çok güzel.. Tebrikler Yitik Ülke...
Konu ile
ilgili çok fazla yazacak bir şey yok, zaten kitabın arka kapağında tüm bilgiler
veriliyor. Umarım ki bir daha böyle olaylar yaşanmaz ve her göz, her vicdan,
her yürek bir yangın yeri olmaz…
Arka Kapaktan;
Bu kitaptaki öyküler, biber gazı
kullanımına dur diyenlerin sesidir.
Biber gazının adını Türkiye,
yıllar önce yirmi cezaevinde eşzamanlı düzenlenen Hayata Dönüş Operasyonuyla
duydu. F tipi hapishaneye karşı çıkan siyasi mahkûmların açlık grevi direnişini
kırmak için düzenlenen operasyonlarda otuz iki kişi hayatını kaybetti, yüzlerce
kişi yaralandı, iyileşemeyecek derecede sakat kaldı. (Bu insanlık dışı
uygulamanın sorumluluları hâlâ cezalandırılmadı.)
2013 Mayısı sonunda Geziyi ve
Geziye çıkan yolları dolduran binlerce kişi ise ilk kez gözleri yaşararak,
genzi yanarak bizzat tanıştı biber gazıyla. Kiminin gözü çıktı, kiminin
kafatası parçalandı, kimileri de can verdi.
19 Haziranda yayımlanan TTB
raporuna göre "31 Mayıs 2013ten beri bu gazdan-silahtan- yaralananların
sayısı onbinleri aşmıştır. Biber gazı ve diğer kimyasal kapsüllerinin yarattığı
göz kayıpları başta olmak üzere yüzlerce kişide ciddi organ hasarları
oluşmuştur; onlarca kişi hâlâ bu nedenle yoğun bakımdadır. Doğrudan etkilenmeler
sonucu saptanan ölümler bugün itibarıyla 4 olmasına rağmen dolaylı etkilenmeler
sonucu oluşan ölümlerin sayısı ise bilinmemektedir."
Resmi sayılarla, ilk yirmi gün
içinde yüz otuz bin kapsül biber gazı kullanıldı ve Türkiye’nin yıllık biber
gazı stoku tükenmiş oldu. Ama tükenmemiş olmalı ki, polis bulduğu her fırsatta
biber gazı kullanmayı sürdürüyor.
Nalan Barbarosoğlu’nun
hazırladığı "Biber Gazı Öyküleri"nde Kâmil Olgun, Ali Tahir Atakan,
Canan Kuzuluoğlu, Cem Binbir, Cemal Çalımer, Derya Solmazer, Erdener Ildız,
Nurdan Atay, Özden Tan, Özge Akcan Sözeri, Y. Ceyda Tuncer ve Yurdagül Şahin
bir araya geldi.
Ben de tavsiye ederim. Dönemi ve gazı güzel anlatmış.
YanıtlaSilMert
Feride Çiçekoğlu'nun Şehrin İtirazı:Gezi Direnişi Öncesi İstanbul Filmlerinde İsyan Eşiği kitabını, hiç olmazsa giriş ve ilk bölüm Vinçler Şehri parçasını okumanızı tavsiye ederim. Gezi direnişinin öncesi ve 1968 Paris'i ile benzerliklerini çok güzel anlatıyor. Sinekütüphane adlı blogda pdf olarak paylaşımı yapılmakta. Uğur/Ankara
YanıtlaSil