Bu sene kendime daha çok kitap okumak dışında, bazı yazar hedefleri de koydum. Barış Bıçakçı’da bütün kitaplarını bitirmeyi planladıklarımdan birisi. Normalde roman ağırlıklı okumaları severim, konu bütünlüğü bozulmadan devam etsin isterim ama artık kısa öyküleri de severek okuyorum. Barış Bıçakçı'nın çok naif bir kalemi var. Baharda Yine Geliriz bana, hiç
Ankara’da bulunmamama rağmen sanki Ankara havasını, durumunu biliyormuşum,
sokaklarını, otobüs duraklarını, insanlarını tanıyormuşum gibi hissettirdi.
İçindeki öyküler çok güzeldi ancak ben aradaki “Şehir Rehberi” kısımlarına
ayrıca bayıldım. İçi dolu kitap, güzel kitap… Tavsiye ederim...
Altını çizdiklerim;
“Yolculuk… Diyorum.
Mahir başını sallıyor, “
içimizdeki taşlar yerine oturuyor” S-9
“Kendi içini göremeyen orada ne
rezil şeyler olduğunu bilmeyen, kendi içinden çıkamaz.” S- 19
“Bir kitap yazmak istediğimi
söylemiştim. “içinde öyle bir cümle olsun istiyorum ki, kitabı okuyan biri o
cümleye geldiğinde kitabı birden kapatıp sımsıkı göğsüne bastırsın.” S- 68
“İnsan güzel bir kitap okuduğu
yerden nasıl ayrılabilir?” S- 68
“Eksilerle artıların birbirini
götürmesi gibi kalabalığın da bir matematiği var. Sıradanlık bu olmalı: Bütün
karşıtlar birbirini götürüyor. Başka ne söyleyebilirim ki size?” S- 109
Arka Kapaktan;
"Bu berbat şehirde görüp
görebileceğiniz en güzel şeyin terk edilmiş bir fabrikanın kara yıkıntısı
olması saçma ya da gülünç mü? Değil! İnsana özgü bir yavaşlığı, sakarlığı
hatırlatan tek şey bu yıkıntı çünkü. Şehirde otomobiller, yollar ve binalar,
sonunda bütün sıcaklıkların evrenin ölgün sıcaklığıyla aynı olacağı bir
geleceğe doğru son hızla gidiyor, uzanıyor, yükseliyor. Ama aralarında banka
memuru sevgili dostum Tuğrul'un da bulunduğu sağlığına dikkat etmeyen,
fazlasıyla hayalperest bazı insanlar var ki, onlar gece kurdukları saatin sabah
çalışmamasını veya en iyisi geriye gitmesini gönülden dileyerek tatlı tatlı
esniyorlar."
Şu gürültülü zamanda,
gevezelikten ve 'farfara'dan gına getirenlerin sığınacağı bir kuytu köşe, Barış
Bıçakçı'nın anlatıları. Minimalizmin duru güzelliği var onun her kitabında.
Baharda Yine Geliriz'de de, incelikli tablolar
çiziyor Barış Bıçakçı. İnsan ilişkilerinden enstantaneler; 'durumlara',
duygulara, akıldan esenlere, gönülden geçenlere dair ince fırçalar... Uçucu
intibaların izini süren bir görme ve 'bilme' biçimi...
"İnsan güzel bir kitap okuduğu yerden
nasıl ayrılabilir?"
barış bıçakçı gerçekten iyi yazıyor , ben de bütün kitaplarını okumayı planlayanlardanım...
YanıtlaSilSözcüklere ve dolayısıyla da kitaplara tutkun bloggerları takip etmek büyük bir zevk :) Ah bir de zaman elverse neler okuyacağız neler.
YanıtlaSil