20 Ekim 2014 Pazartesi

Satranç - Stefan Zweig


Bu kitabın fotoğrafını instagram uygulamasında paylaştığım anda gelen yorumlardan anladım ki bu öyküyü sevmeyen olmamış J ben de onlardan birisiyim, hem çok hızlı hem de çok heyecanla okudum. Açıkçası içinde Nazi olayları ile ilgili herhangi bir konu olacağını da bilmeden almıştım,  sadece bir satranç oyununun insanın hayatında ne kadar büyük bir yer kaplayabileceğini ve bir adamı delirmekten uzaklaştırıp hayata bağlamış olduğunu hayretle okudum.

Zweig’ın sürgündeyken yazdığı ve intiharından birkaç ay önce yazdığı bu öykü bir çeşit veda mektubuymuş. Bu gözle bakıldığında kitap çok daha etkili oluyor.

Kısa, kolay bir dille yazılmış bu kitabın etkisi büyük…

Arka Kapaktan;

Rastlantı sonucu eline geçirdiği bir kitapla satrancın inceliklerini öğrenerek bu oyunu bir tutkuya dönüştüren ve giderek bu tutkusu yüzünden beyin hummasına yakalanan Dr. B.'nin öyküsüdür görünüşte Satranç. Ama derinlerde bir veda mektubudur aslında.

Stefan Zweig'ın Brezilya'da sürgündeyken yazdığı ve Şubat 1942'deki intiharından birkaç ay önce tamamladığı Satranç, Avrupa kültürünün nasyonal sosyalist tehlike altında yok oluşuna işaret eder.

Avrupa kültürüne elveda derken yaşama da veda etmeyi seçen Zweig'ın son yapıtı Satranç, gerilimli kurgusu ve kahramanın ruhsal gelgitlerinin işlendiği dokusuyla, kısa ama her bakımdan etkileyici olağanüstü bir uzun öyküdür.

3 yorum:

  1. bence kitabı etkileyici kılan en önemli noktalardan biri de girişindeki yazıydı..

    YanıtlaSil
  2. Kitabı henüz bitirdim. Böyle etkileyici bir eseri bu kadar geç okuduğum için kendime kızdım açıkçası.
    İlk kelimesinden son cümlesine kadar heyecan dolu bir eser.
    Kesinlikle 70 sayfadan çok daha fazlası...

    YanıtlaSil