10 Haziran 2013 Pazartesi

Cehennem - Dan Brown


Kitap Kardeşliği bünyesinde okuduğum üçüncü kitaptı Cehennem. Daha önce de Tehlikeli Oyunlar- Oğuz Atay ve Kar Kurdu- Glenn Meade okumuş ve çok keyifli zaman geçirmiştim.

Bu sefer ki kitap bende daha değişik hisler uyandırdı. Daha önce yapmadığım, okumadığım türleri okumaya itti beni.

Dan Brown’un son romanı Cehennem özellikle İstanbul’da da geçmesinden dolayı ülkemizde çok popüler oldu ve büyük bir merakla beklenmişti. Kitap 14 Mayıs’ta Altın Kitaplar tarafından çıkartıldı ancak biz kardeşlik bünyesinde 1 Haziran’a kadar kapağını açmadan bekledik.

Daha önceki kitaplarda da olan simge bilimci Robert Langdon yine başroldeydi. Yanında da ona eşlik eden üstün zekâlı bir kadın olan Dr. Siena vardı. Kitap Dante’nin İlahi Komedyası’nın ilk bölümü olan Cehennem’den esinlenerek hatta tamamen oradan alıntılarla süslenerek yazıldığı için okuması daha edebi ve keyifliydi.

Macera, gizem ve aksiyonu ilk sayfasında başlayan romanın nabzı hiç düşmeden son sayfaya kadar devam etmekteydi. Kitapla ilgili tek eleştirim İstanbul’u anlatırken -özellikle yaşayan insanları- biraz fazla otantik tasvirlerin kullanılmasıydı. Çarşaflar, erkek entarileri, baharatçılar vs gibi detaylara oldukça yer verilirken, İstanbul’un modern yüzünden az bahsedildiğini hissettim.

Okuması çok keyifli bir romandı. Şimdi kitabını okuduğuma göre filmini heyecanla bekleme zamanı… 

Kitap bittiğinde yapılacaklar listem hayli kabarıktı;

1.       Floransa gezilecek (o kadar çok tarihi eserden bahsediliyordu ki, eserlerin fotoğraflarını internetten ararken, inanılmaz zaman harcadım)
2.       Dante’nin eseri İlahi Komedya detaylı, araştırılarak okunacak. (her ne kadar bu eserin bir deniz olduğunu ve bir kere dalarsam çıkamayacağımı düşünsem deL)
3.       Sanat üzerine, özellikle resim ve heykel olmak üzere daha çok araştırma yapılıp bilgi sahibi olunacak.
4.       Tarih bilgi dağarcığı geliştirilecek. (Daha çok tarih okumalıyım.)

“Cehennemin en karanlık yerleri, buhran zamanlarında tarafsız kalanlara ayrılmıştır.” Kapak

“Karanlık bir tünelde yüzerken nefessiz kaldığın dönüşü olmayan bir nokta gelir. Tek çaren, bilinmeyene doğru yüzmek ve bir çıkış olması için dua etmektir.” S- 126

“Cennete giden yol, cehennemden geçer.” S- 153

“Delilik, sırtlanlar etrafını sararken devekuşunun başını kuma gömmesi” S- 154

“Şefkat, evrensel bir dildir” S- 165

“İnkâr, insanın başa çıkma mekanizmasının önemli bir kısmını oluşturur.” S- 235

“İnsanlar bir davaya inanınca her şey mümkündür.” S- 239

“İnsanoğlu çaresiz kaldığında… hayvanlaşıyor.” S- 379

“Büyük akıllar benzer düşünür.” S- 440

Arka Kapaktan;

Diz çök kutsal bilgeliğin yaldızlı mouseion’unda
Ve kulağını yere daya
Dinle duyun şırıltısını.
Batık sarayın derinliklerine in,
Orada, karanlığın içinde bekler bir khthonik canavar
Kan kırmızısı sularına gömülmüştür lagünün

1 yorum:

  1. Ben de okuma aşamasındayım, giriş yazısından ötesini okuyamadım:)

    Ama Sanat Tarihi konusunda nasıl bir kara cahil olduğumu şimdiden anladım:)

    YanıtlaSil