9 Ocak 2014 Perşembe

Ateşten Gömlek - Halide Edib Adıvar


Kitabın en başındaki mektuptan da anlaşılacağı gibi Halide Edib, Yakup Kadri’nin bir kitap yazacağını ve adının “Ateşten Gömlek” olacağını öğrenir. Bu ismi o kadar beğenir ki, Yakup Kadri’ye bir mektup yazar ve bu ismi romanında kullanacağını iletir. Gerçekten de Halide Edib’in Kurtuluş Savaşını anlattığı bu romana başka bir isim bu kadar yakışamazdı herhalde.
Roman, ayaklarını savaşta kaybedip, kafasında bir kurşun ile yaşayan Peyami’nin hastanede aldığı notlarından derlenmiştir. Başkarakterler Peyami, kocasını ve oğlunu Yunan işgalinde kaybeden Ayşe, Ayşe’nin kardeşi Cemal ve Binbaşı İhsan’ın arasında dönen hikâyenin en güçlü karakteri Ayşe’dir. Kitabın konusunu çok anlatmak istemiyorum ancak zaman zaman içimin nasıl bir coşku ile dolup taştığını anlatamamakla birlikte, bazı yerlerde ise gözlerimin dolduğunu söylemek durumundayım. Bu memlekete ne zorluklar ile sahip olduğumuzun cepheden yansımasını anlatan kitaptır Ateşten Gömlek.
 
Romanda sadece savaştan bahsedilmiyor, çok güçlü bir aşk hikâyesi de sizi sarıp sarmalıyor… Romanın dili biraz ağır, her sayfanın altındaki sözlüğü kullanmak durumunda kalıyorsunuz ama bir zaman sonra alışılıyor ve okuması çok daha keyifli bir hale geliyor.
 
Altını çizdiklerim;
“Hayat bana en korkak adamların iddia ile cesaretten bahsedenler olduğunu öğretti.” S- 28
 
“Niçin ruhumun bu ateşten gömleği, sırtımdan canıma geçiyor? Gözümden, dilimden kızıl, yakıcı yenlerini gösteriyor?” S- 34
 
“Yere yatıp kan izlerini öpmek istedim. Öyle azım (ulu) ve güzel bir şeydi ki…” S- 82
“Ben, ben bütün hayatta kanlara, ıstıraplara, başkalarının aşkına bakmaktan başka ne işe yara bir adamım? Kendi aşkımı, kendi yaramı sade kendi gözlerim gördü.” S- 114
“Harpte yegâne korkulacak şey korkudur.” S- 237
 
Arka Kapaktan;
Ateşten Gömlek, cepheden, romanda anlatılan kişilerle omuz omuza yaşamış birinden gelen bir yapıt. Kurtuluş Savaşı’nın ateşten gömleğinin içinden çıkmış bir roman. Halide Edib Adıvar, her birini yakından tanıdığı roman kişilerini, yani silah arkadaşlarını içtenlikle, çağına ve yaşanan acı olaylara sorumlulukla tanıklık ederek anlatıyor. Bağımsızlık savaşımızı bütün gerçekliği ve canlılığıyla anlatan belki de en önemli roman, Ateşten Gömlek.
 
İhtilal ve isyan günlerinden beri koza, kurt, kelebek devirleri tetkik edilen mahlûkat gibi Sakarya silâh arkadaşlarımın "Ateşten Gömlek"te birkaç solgun aksini İstanbul, ihtilal ve ordu günlerinden alıp kâğıt üstüne koymaya çalıştım. İstediğim gibi olmadığı için silâh arkadaşlarımdan af dilemek isterdim. Bize onlar ilham ettiler…

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder