Kitabın en başındaki mektuptan da
anlaşılacağı gibi Halide Edib, Yakup Kadri’nin bir kitap yazacağını ve adının “Ateşten
Gömlek” olacağını öğrenir. Bu ismi o kadar beğenir ki, Yakup Kadri’ye bir
mektup yazar ve bu ismi romanında kullanacağını iletir. Gerçekten de Halide
Edib’in Kurtuluş Savaşını anlattığı bu romana başka bir isim bu kadar
yakışamazdı herhalde.
Roman, ayaklarını savaşta
kaybedip, kafasında bir kurşun ile yaşayan Peyami’nin hastanede aldığı
notlarından derlenmiştir. Başkarakterler Peyami, kocasını ve oğlunu Yunan
işgalinde kaybeden Ayşe, Ayşe’nin kardeşi Cemal ve Binbaşı İhsan’ın arasında
dönen hikâyenin en güçlü karakteri Ayşe’dir. Kitabın konusunu çok anlatmak
istemiyorum ancak zaman zaman içimin nasıl bir coşku ile dolup taştığını
anlatamamakla birlikte, bazı yerlerde ise gözlerimin dolduğunu söylemek
durumundayım. Bu memlekete ne zorluklar ile sahip olduğumuzun cepheden
yansımasını anlatan kitaptır Ateşten Gömlek.
Romanda sadece savaştan
bahsedilmiyor, çok güçlü bir aşk hikâyesi de sizi sarıp sarmalıyor… Romanın
dili biraz ağır, her sayfanın altındaki sözlüğü kullanmak durumunda
kalıyorsunuz ama bir zaman sonra alışılıyor ve okuması çok daha keyifli bir
hale geliyor.
Altını çizdiklerim;
“Hayat bana en korkak adamların
iddia ile cesaretten bahsedenler olduğunu öğretti.” S- 28
“Niçin ruhumun bu ateşten gömleği,
sırtımdan canıma geçiyor? Gözümden, dilimden kızıl, yakıcı yenlerini
gösteriyor?” S- 34
“Yere yatıp kan izlerini öpmek
istedim. Öyle azım (ulu) ve güzel bir şeydi ki…” S- 82
“Ben, ben bütün hayatta kanlara,
ıstıraplara, başkalarının aşkına bakmaktan başka ne işe yara bir adamım? Kendi
aşkımı, kendi yaramı sade kendi gözlerim gördü.” S- 114
“Harpte yegâne korkulacak şey
korkudur.” S- 237
Arka Kapaktan;
Ateşten Gömlek, cepheden, romanda
anlatılan kişilerle omuz omuza yaşamış birinden gelen bir yapıt. Kurtuluş
Savaşı’nın ateşten gömleğinin içinden çıkmış bir roman. Halide Edib Adıvar, her
birini yakından tanıdığı roman kişilerini, yani silah arkadaşlarını içtenlikle,
çağına ve yaşanan acı olaylara sorumlulukla tanıklık ederek anlatıyor.
Bağımsızlık savaşımızı bütün gerçekliği ve canlılığıyla anlatan belki de en önemli
roman, Ateşten Gömlek.
İhtilal ve isyan günlerinden beri
koza, kurt, kelebek devirleri tetkik edilen mahlûkat gibi Sakarya silâh
arkadaşlarımın "Ateşten Gömlek"te birkaç solgun aksini İstanbul,
ihtilal ve ordu günlerinden alıp kâğıt üstüne koymaya çalıştım. İstediğim gibi
olmadığı için silâh arkadaşlarımdan af dilemek isterdim. Bize onlar ilham
ettiler…
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder